ssslogo.jpg

> SSS Anasayfa
> SSS 1
> SSS 2
> SSS 3
> SSS 4
> SSS 5
> SSS 6
> SSS 7
> SSS 8
> SSS 9
> SSS 10
> SSS 11
> SSS 12
> SSS 13
> SSS 14
> SSS 15
> SSS 16
> SSS 17
> SSS 18
> SSS 19
> SSS 20

SSS 10


* Paulownia ağacının hastalık ve zararlıları nelerdir, nasıl mücadele edilmelidir ?

Çinde Paulownialara bir çok böcek ve hastalık arız olduğu bilinmektedir. Bunların başında yaşlı ağaçlarında witches broom (cadı süpürgesi) oluşumları gelmektedir. Bunun yanısıra Kloroz ve özellikle fidanlarda Damping-off görülebilir. 14 farklı böcek türünün değişik zararları belirlenmiştir. Ülkemizde hangi mantar, böcek veya zararlılarıların arız olabileceği denemelerimizin sonucunda ortaya konacaktır. İlk belirlemelere göre fusarium mantarı kitlesel veya bireysel ölümlere neden olmaktadır. Ayrıca bazı bireylerde güneş yanıkları, don zararı nedeniyle ana sürgün kuruması-ölümü ve şiddetli rüzgar nedeniyle gövde formu bozukluklarına rastlanmıştır. Yanlış sulama teknikleride mantar arızına neden olmaktadır.

Paulownianın fazla zararlısına rastlanmamakla birlikte, bazı tırtıllar, çekirge ve sinekler yapraklarını ve tepedeki büyüme noktasını yiyebilmekte bu da büyümenin yavaşlamasına neden olmaktadır. Sistemik insektisitler ile ilaçlama yapılır.

Toprak altı zararlıları paulownianın köklerini çok severler. Özellikle fide döneminde halk arasında lokma kurdu denilen larvalar kökleri en alttan kök boğazına kadar yiyerek bitkiyi öldürebilir. Bu durumda kök bölgesinde toprak altı ilaçlama yapılmalıdır.

Paulownia ağaçları ve fidanlarında toprak altı zararlıları [Polyphylla spp., Melolontha spp.,Anoxia spp. (Col.:Scarabaeidae)]
Tanımı, yaşayışı ve zarar şekilleri
Yurdumuzda Haziranböceği, Manas, Kadılokması ismi verilen Polyphylla turkmenoglui Petr. ve P.fullo L.; Mayısböceği ismi verilen Melolontha melolontha (L.) ve M.albida Friv. ile Çizgili haziranböceği ismi verilen Anoxia orientalis Kryn., çeşitli meyve fidanları ve ağaçlarının köklerinde zarar yapmaktadır. Bu böcekler büyük yapılı olup, renk ve şekil bakımından birbirinden oldukça farklıdır. Erginlerde vücut dışbükey ve sağlam bir yapıdadır. En tipik özellikleri, antenlerinin uç kısımlarının yelpaze şeklinde olmasıdır. Yelpaze şeklindeki anten, erkeklerde daha bariz şekilde büyüktür. Larvaları tombul ve daima C harfi şeklinde kıvrık olup, ağız parçaları ısırıcı çiğneyicidir .Larva dönemlerini toprakta geçirirler. Haziranböceği erginleri, haziran-temmuz aylarında güneş battıktan sonra, Mayısböceği erginleri ise mayıs-haziran aylarında uçarlar.
Haziranböceği dişileri, çiftleştikten sonra yumurtalarını, toprağın 1-20 cm derinliğinde bir yuva içerisine bırakırlar. Haziran-temmuz aylarında yumurtadan çıkan larvalar, toprağın daha derin kısımlarına inerler. Eylül-ekim aylarında ikinci dönem larva haline geçerek, bitkilerin ince kökleri ile beslenirler. Daha sonra toprağın 50-90 cm derinliğine iner ve burada kışı geçirirler. Haziran başında üçüncü dönem larva haline geçer ve ertesi yılın mayıs ayına kadar bu dönemde kalırlar. Mayıs ayında bir yuva içinde pupa olur ve haziran-temmuz aylarında erginler çıkar. Bu zararlılar genel olarak iki yılda bir döl verirler.




Bu zararlılar polifag olup; elma, armut, ayva, şeftali, erik ve kiraz gibi kültür bitkieri ile paulownia köklerini tercih ederler. Yumuşak çekirdekli meyve fidanlarında ve hümüslü kumsal topraklarda, daha fazla zarar yaparlar. Bu türlerin erginleri bitkilerin toprak üstü kısımlarını, larvaları ise köklerini yiyerek zararlı olmaktadır. Ancak esas zararı, fidanların ve ağaçların köklerini yemek suretiyle, larvalar yapar. Bu zararlılar, özellikle fidanlıklar için çok önemlidir.
Doğal Düşmanları
Bu zararlıların bilinen en önemli doğal düşmanları, hem larvaları, hem de alacakaranlıkta uçan erginleri yiyen çeşitli kuş türleridir.
Mücadelesi
a) Kültürel önlemler
Bu zararlılarla mücadelede kültürel önlemler çok önemlidir. Fidanlıklarda ve plantasyonlarda alınması gereken kültürel önlemler aşağıda verilmiştir:
Fidanlıklarda alınması gereken önlemler :
- Ergin böcekler, yumurta bırakmak için otlu yerleri tercih ettiklerinden, haziran-temmuz aylarında ot temizliğine özen gösterilmelidir.
- Temmuz-ağustos aylarında toprak işlemesi yapılarak, yeni bırakılan yumurtaların güneş ışınlarına maruz kalarak ölmesi sağlanmalıdır.
- Fidanların sulama, gübreleme, vs. gibi bakım işlemleri zamanında ve tam olarak yapılmak suretiyle, sağlıklı olmaları sağlanmalıdır.
- Bu zararlılarla bulaşık fidanlıklarda, kullanılacak çiftlik gübresi önce ilaçlanıp, iyice karıştırıldıktan sonra, açıkta bekletilmeden toprağa karıştırılmalıdır.
- Fidanlar sökülürken ve söküm tamamlandıktan sonra, parseller derin sürülmeli ve görülen larvalar toplanıp imha edilmelidir.
Plantasyonlarda alınacak önlemler:
- Yumurta bırakmak için, hububat ekili ve yabancı otlu olan yerleri tercih ettikleri için bahçeye, ara tarım şeklinde hububat ekilmemeli, özellikle haziran ve temmuz aylarında ot temizliğine özen gösterilmelidir.
- Bahçe sonbaharda, 20-30 cm derinliğinde sürülerek, larvaların açığa çıkması ve kuşlar tarafından yenilmesi sağlanmalıdır. Mayıs ayında 15-20 cm derinliğinde sürülerek, toprakta bulunan pupalar tahrip edilmelidir. Temmuz-ağustos aylarında yapılacak toprak işleme ile de yumurtaların güneş ışığına maruz kalarak ölmesi sağlanmalıdır.
b) Mekanik mücadele
Gerek fidanlıklar ve gerekse plantasyonlarda böceklerin uçuş saatlerinde(saat 20.00-22.00), erginler toplanarak öldürülmelidir.
c) Kimyasal mücadele
Bu zararlılara karşı, bütün ağaçlarda değil, sadece larvaların bulun-duğu fidan ve ağaçlarda kimyasal mücadele yapılmalıdır. Zarar belirtisi gösteren ağaçlarda ise, sadece taç izdüşüm alanları ilaçlanmalıdır. Fidanlar için izdüşümü alanı 1 metrekare olarak kabul edilir.
İlkbaharda, 0-20 cm toprak derinliğindeki toprak sıcaklığı 9-10°C ye ulaşıp, larvalar faaliyete başladığı zaman (genellikle mart ayından itibaren ) ikinci ve üçüncü dönem larvalara karşı bir ilaçlama yapılır. Sonbaharda ise, yörelere göre değişmekle birlikte, ilk yağmurlardan sonra, larvalar toprak yüzeyine yakın ve özellikle çoğu ikinci dönem başlangıcında olduğu zaman (genellikle eylül ayında) bir ilaçlama yapılabilir. Ancak önemli olan ilkbaharda yapılacak ilaçlamadır.


Ayrıca danaburnu da fide döneminde kök ve kök boğazını keserek zarar yapabilmektedir. Yoğunluk fazla olursa zehirli yem hazırlanmalı
ve danaburnu zararlılarının kesafeti azaltılmalı yada kültürel tedbirler alınmalıdır.




Danaburnu [Gryllotalpa gryllotalpa (L.) (Orth.: Gryllotalpidae)
Tanımı, yaşayışı ve zarar şekli
Ergin kızılımtrak kahverengi veya kirli koyu esmerdir. Baş ileri uzanmıştır. Ağız parçaları çiğneyicidir. Ön bacak toprağı kazmak için özel bir şekil almıştır. Üst kanatlar kısadır. Vücut uzunluğu 40-60 mm boyundadır.
Gündüzleri ön bacakları ile açtıkları galerilerde yaşarlar. Bu nedenle galeri açmaya uygun olan kültüre alınmış, nemli ve bol humuslu toprakları seçerler. Dişi yumurtasını toprakta hazırladığı yuva içine bırakır. Bir dişi 200-300 yumurta bırakabilir. Yumurtadan çıkan nimfler birkaç hafta gruplar halinde bu yuvalar içinde kalırlar. Beş nimf dönemi vardır.
Polifag bir zararlıdır. Ergin ve nimfler toprak içinde galeri açarak ilerlerken rastladıkları her türlü bitkinin kökleri ve yumrularını yerler. Özellikle yeni dikilmiş veya yeni çimlenmiş sebze fidelerinin köklerini keserek kurumalarına neden olurlar. İki yılda bir döl verirler.
Doğal düşmanları
Zararlının bazı kuş ve kümes hayvanları gibi doğal düşmanları olmasına rağmen, seralar kapalı ortam oldukları için bu doğal düşmanlar etkili olamamaktadırlar.
Mücadelesi
a) Kültürel önlemler
Toprağın iyi bir şekilde işlenmesi ile toprak altında bulunan yumurta, nimf ve erginlerin ölmesi sağlanır.
b) Kimyasal mücadele
Kimyasal mücadele, serada varlığı belirlendikten sonra yoğunluğuna bakılmaksızın yapılır. Mücadelesinde zehirli yem kullanılır.
Zehirli yem hazırlamak için, 10 kg kepeğe 500 gr şeker ve Endosülfan %5 lik toz ilaçlardan kuru kuruya karıştırılır. Daha sonra bu karışım sünger kıvamına gelene kadar su ile karıştırılır ve akşam üzeri sulama yapıldıktan sonra, dekara 5-8 kg olacak şekilde bitkilerin dibine homojen bir şekilde dağıtılır.



ANASAYFA >>>